White on White – Kazimir Malevich – 1918 – Eser Analizi

”Beyaz boşlukta yüzün, sonsuzluk karşınızda.”

white-on-white-kazimir-malevich

Beyaz Üzerine Beyaz (White on White) – 1918

İlk bakışta, üzerine kağıt yapıştırılmış bir duvarı andıran White on White, Kazimir Malevich tarafından 1918 yılında yapılmış, süprematist üsluba sahip bir tablodur. Der ki Malevich: ”Gökyüzünü renklerle bezemenin üstesinden geldim… Beyaz boşlukta yüzün, sonsuzluk karşınızda.” Kendisi böyle ifade ediyor White on White‘ı. Peki biz bu tabloda ne göreceğiz, Biz düşüncelerimizi bezemenin üstesinden gelebilecek miyiz?

Biraz anlamaya çalışalım. Bunca klasik dönem, barok dönem, Da Vinciler Rembrandtlar, Rubensler, ”ifade ederken” o kadar uğraş verdikleri resimleri sergilediler, ancak Malevich açık beyaz bir kareyi neredeyse aynı tonda bir arka planın üzerine yapıştırdı bizlere sundu ve buna Beyaz Üzerine Beyaz (White on White) dedi. Evet sesleri duyar gibiyim. Bunu yapmaya ne var! Bunu bir çocuk dahi rahatlıkla yapabilir! Saçmalık! Ben de yaparım! Evet, sen de yaparsın, evet, seslerinizi duyuyorum ancak öyle değil.

”İfade etme” kavramı işte tam da burada devreye giriyor. İfadenin gücü nicelik ile sınırlandırılabilecek bir şey değildir, yani siz bu tabloya yalnızca ”yahu bunda bir işçilik yok” gözüyle bakarsanız, resmi anlayamazsınız, çünkü Malevich, White on White‘ı 39 yaşında yaparken, 39 yıllık, zihni bir olgunluğu aktarıyor bu esere, İşte insan olarak anlayışımız burada tıkanmaya başlıyor.

Çünkü anlamak istemiyoruz. Çünkü birisinin derin düşüncesini bu denli sadeleştirip bize böyle basit bir şekilde sunabileceğine inanmıyoruz. Aslında manifestosu kendini açıklar nitelikte White on White‘ın ”Gökyüzünü renklerle bezemenin üstesinden geldim…” Malevich göğü rengarenk boyalarla boyamayı üstesinden gelinecek bir şey olarak görmüş, yeni bir arayışa yelken açmış, yapılmış olanın daha iyisinin peşinden koşmak yerine özgün olmayı tercih etmiş.

(Bilinmeyen Şaheser‘i incelerken bu konuya değinmiştik ve sanatçının bu özgünlüğe nasıl eriştiğini irdelemiştik.) Zaten bir sanatçının en büyük düşmanı da takılıp kaldığı bir altın kafes değil midir? Malevich bunu besbelli yıkmak istiyor. “Saf sanatsal duygu üstünlüğü” anlayışı üzerine kurulu Süprematizm akımının kurucusu olan Malevich bence Beyaz Üzerine Beyaz ile bu anlayışını oldukça destekliyor.

Geometrik şekillerle sanatsal bir anlam taşımayı hedefleyen bu akım aslında bana matematiksel geliyor. Matematiğin temeli eşitlik ilkesine dayanıyor, yani 1=1’e ulaşmayı hedefliyor. Bu eşitlik ilkesine ulaşırken kullanılan en iyi yol da sadeleştirme oluyor. Yani o eşitliğe ulaşana kadar işlem en yalın haline büründürülüyor.

Süprematizm’de de böyle bir anlayış seziyorum. Var olan malzeme ve yapılarla anlatmak istenileni en yalın haliyle anlatma çabası, küçük bir çağrışım ve sonsuz hayal gücü. Çoğu insana, çok yalın gelecek bir anlayış; zira şaşalı parıltılara, karanlığın içinden bir ateş böceği gibi parlamış yüzlere, cennetten koparılmış gibi duran renk cümbüşlerinin cazibesine alışmış gözlerimiz, görmeyi, düşünmekten daha çok seviyor. Oysa White on White‘da, gözlerinizi böylesine tatmin edecek bir şey yok.

Ancak resim, yalnızca izlenmemelidir. İzlerken hissettirmeli, hissettirirken düşündürmelidir. Nasıl ki bir kitabın yalnızca kapağı onu güzel yapmıyor ise bir resmin de ilk izlenimine kapılıp hareket etmemeli, onun ardında yatan düşünceye odaklanmalıyız. Eserin içine bakıp beyazın içindeki beyazı da görebilmeliyiz. Onu da izleyebilmeliyiz. Simsiyah bir kağıtta beyaz bir nokta hepimizin ilgisini çekerdi. Ancak marifet belki de beyazın içinde beyazı görebilmektir.

Beyaz boşlukta yüzün, sonsuzluk karşınızda.” Kazimir Malevich

white-on-white-kazimir-malevich
Eser AdıWhite on White (Beyaz Üzerine Beyaz)
Sanatçı Kazimir Malevich
Tarih1918
Bulunduğu YerNew York Modern Sanat Müzesi
AkımSüprematizm
MalzemeTuval Üzerine Yağlı Boya
Ölçü79 x 79 cm

Görüş ve önerileriniz için benimle İletişime geçebilirsiniz.

Hüseyin Babacan

Paylaş

Düşüncelerini paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir