Piet Mondrian’ın resminin kök saldığı nokta ”Kırmızı Ağaç”
Kırmızı Ağaç, Piet Mondrian’ın resminin kök saldığı noktadır desek yeridir, neredeyse tüm soyutlamalarının başlayacağı, soyut resimlerinin ardında dahi görünebilecek o ağaçlar. Bir de, Gri Ağaç var, o da bu sürecin devamı niteliğinde.
Kırmızı Ağaç, yahu ağaç dediğin kırmızı olur mu? Oluyor işte. Hele de Mondrian yapıyorsa bir başka güzel oluyor. Hem çok renkli, hem çok kasvetli bu ağaç. Zemin, bir kırıntı kadar incecik, ufuk çizgisi var mı yok mu belli değil, masmavi bir belirsizliğin içinde kara dalları gökyüzüne uzanan, gövdesinin kırmızı kızıl renkleri sanki vahşetle kabukları kanamışçasına bağıran, karmaşık, bir o kadar dingin, ve bir o kadar vahşi Kırmızı Ağaç. Besbelli, Piet Mondrian, ruhunu ciddi bir karmaşanın pençesine çoktan bırakmış.
Bu Kırmızı Ağaç bir yandan da öylesine sihirli duruyor ki, sanki parmağınızdaki iki nazik hareket ile dalına bir kurdele bağlasanız, tüm dilekleriniz oracıkta gerçek olacak. Hatta öyle yalnız ki bu ağaç, sanki kimsenin dilinin varmaya güç yettiremediği dileklerini duyuyor, şairane bir güzellikle karşılık veriyor.
Beni, gerçekten her baktığımda olağanüstü bir şekilde etkiler, fotoğraflarında bile bu denli kudretli bir etkisi varken, karşısında olmak kim bilir ne büyük bir nimettir. Peki bu Kırmızı Ağaç bize Mondrian hakkında neler söylüyor?
Piet Mondrian Kırmızı Ağacı resmettikten yaklaşık 2 yıl sonra De Stijl anlayışını benimsemeye başlıyor. Kırmızı Ağaç ve ağaç soyutlamaları da bu yolda onun ilk adımları aslında. O çok usta bir öz görücü. Ağacı öyle bir soyutluyor, ve sonucunda öyle soyut geometrik resimler yapıyor ki, ağacın tek bir dalından eser kalmıyor. Ama yine öyle ki Mondrian’ın Kırmızı Ağaç‘ını görmüş biri, soyut bir resminin ardında, naifçe süzülen dalları hissedebilir, yaprakların çatırtılarını duyabilir, ağacın köklerini gösterebilir. Yine öyledir ki, yalnızca geometrik işlerini görmüş biri, bırakın bir ağacı görmeyi, anlamsız dikdörtgenlerden başka bir şey olduğuna inanmayacaktır.
İşte bu nedenle çok önemli, Zira Kırmızı Ağaç, Mondrian’ın mutfağı, malzemeleri, eğer o mutfağı hiç görmemişseniz, o yemeğin nasıl yapıldığını asla anlayamazsınız. Kırmızı Ağaç’ ın bir diğer özelliği de, ona baktığınızda alıp evinize asmak istersiniz, her ne kadar dekoratif amaç güdülerek yapılmış bir iş olmasa da, her an karşınızda olmasını isteyebilirsiniz.
Bence, Mondrian‘ın tablosunun en güzel yanı da bu, bireyin sağlam bir şekilde benimseyebildiği bir eser. Anında kendinizi yaşlı koca bir ağaç gibi hissedip Kırmızı Ağaç ile anlaşırsınız. O da yalnız, o da yorgun, o da hüzünlü, o da kasvetli.
Bakıp da kendinden bir parça görmeyen biri olabilir mi? Bundan daha büyük bir evrensellik olabilir mi?
Ağacın çevresinde oldukça empresyonist etkiler de görüyoruz. Hızlı bir şekilde kondurulmuş kesik kesik fırça darbeleri, birbiri ardına sıralanmış renk cümbüşleri, bunlar resmi daha da canlı yapıyorlar. Çünkü köklerini toprağın derinlerine mıhlamış bu ağacın bir yere gitmeyeceğini biliyorsunuz ama zemin ve gökyüzü öyle hareketli ki, zaman elinizden kayıp gidecek, sanki her an ışık değişecekmiş gibi hissediyorsunuz. İşte bu yüzden hiçbir anı kaçırmadan onu izlemek istiyor, ve seyre dalıyorsunuz.
Ağacın gövdesinde birbirini takip eden kırmızı çizgiler, size dalların etrafında bir tırtıl gibi zarifçe dolaştırır. Ağacın üzerinde kayarsınız. Bu yüzden bu eseri izlerken bu yoğun renk kullanımlarına ragmen gözünüz neredeyse hiç yorulmaz. Ağacın kuru dallarından mevsimin sonbahar olduğunu anlayabiliriz. Ama sanıyorum ki henüz başları çünkü hala tüm yaprakları dökülmemiş. Eylül veya Ekim. Belki de Kırmızı Ağaç’ın bu yalnız ve yarı kasvetli duygusu da bundan kaynaklıdır.
Kırmızı Ağaç, Mondrian’ın diğer işlerini de incelediğimizde çok daha anlamlı bir hal alacak. Gerçekten aynı bu koca ağaç gibi Mondrian’ın da sanatının nasıl kök saldığını göreceksiniz. Piet Mondrian aramızdan ayrılalı tam 76 yıl olmuş, Ancak belki de o ağaç hala olduğu yerde duruyordur. Durmasa dahi, Mondrian’ın bu muazzam ifade gücü, o ağacı doğanın içinden bir nebze de olsa çalmayı başarmıştır.
Teşekkürler Piet Mondrian.
Eser Adı | Kırmızı Ağaç / Avond (Evening) Red Tree |
Sanatçı | Piet Mondrian |
Tarih | 1908 – 1910 |
Bulunduğu Yer | Gemeentemuseum Den Haag, The Hague / Hollanda |
Akım | Post-Empresyonizm |
Malzeme | Tuval Üzerine Yağlı Boya |
Ölçü | 70 x 90 cm |
Görüş ve önerileriniz için benimle İletişime geçebilirsiniz.
Hüseyin Babacan