Kısaca Dadaizm Nedir?
Dadaizm sanat akımı 20. yüzyılın başlarında, 1. Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımın etkisiyle, özellikle 1916-1924 yılları arasında ortaya çıkan bir sanat ve edebiyat akımıdır. Dadaizm, geleneksel sanat ve kültürel normlara karşı bir tepkiydi, mantık akılıcılık rasyonalite gibi kavramlara karşı isyanı ifade ediyordu.
Dada, Dadaizm ya da Dadacılık olarak tarihte yerini aldı. Bu akımı benimseyen kişilere dadaist denildi.
Dadaizm’in ana hedefi, toplumun ve sanatın o dönemdeki çürümüş ve ucu olmayan bir girdaba girişini eleştirmekti. Bu akım, savaşın yarattığı dehşet, mantığa dayalı düzenlerin uygulamada getirdiği başarısızlık ve teknolojinin insanlığa getirdiği tehdit gibi konulara dikkat çekti.
Çünkü 1.Dünya Savaşı mantığa dayanarak çıkmıştı, devletler insanları mantıksal dürtüler ile ikna etmeye çabalamış ve savaş bu nedenle daha da alevlenmişti. İşte o dönemlerde İsviçre’nin Zürih kentinde Hugo Ball adında bir şair kuracağı kabare ile yeni bir sanat düşüncesini hareketlendirecek zemini oluşturacaktı: Dadaizm!
Dadaizm Nasıl Ortaya Çıktı
Dadaizm, 1. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerinin, toplumsal çalkantılar ve kültürel değişimlerin en yüksek seviyede olduğu, 1916 yılında Zürih, İsviçre’de ortaya çıktı. Dadaizm’in ortaya çıkışı bir dizi tesadüfi sayılabilecek olay ve kararlar ile sanatçıların bir araya gelmesiyle şekillendi.
Dadaizm’in temelini atan sanatçı, Alman şair, ressam ve heykeltıraş Hugo Ball’dı. Hugo Ball, Zürih’teki Cabaret Voltaire adlı gece kulübünü kurmuştu ve bu mekan, Dadaizmin doğuşuna zemin hazırlayan önemli bir yer olma görevini üstlendi. Çeşitli organizasyonlar ile birçok sanatçı bir araya geliyor, şiirler okunuyor, oyunlar oynanıyor ve sergiler açılıyordu. 5 Şubat 1916’da, Cabaret Voltaire’de bir araya gelen sanatçılar arasında Hugo Ball ile beraber Tristan Tzara, Marcel Janco, Jean Arp ve Sophie Taeuber gibi isimler de bulunmaktaydı.
Bu sanatçılar, geleneksel sanat ve kalıplaşmış kültür normlarına karşı bir tepki olarak ortaya çıkan bu yeni sanat akımını benimsemekteydiler.
Dadaizm Kelimesinin Anlamı ve Kökeni
Aslında Dada kelimesi tesadüfen seçilen bir sözcüktü ve herhangi bir dilde karşılığı olan bir sözcük değildi. Bu da Dadaizm’in bilinçli bir şekilde mantık dışı bir tutum benimsemesini simgeliyordu. Çünkü düşünülmüş, zekice tasarlanmış ve akılcı bir etkiyle insanları etkileyebilecek bir isim seçmek dadaizmin anlamının kendi içinde çelişmesine yol açacaktı.
Yine de dada sözcüğünü çeşitli sözlüklerden ve dillerden kelimeler ile eşleştirip bir anlam yüklemeyi denediler. Fransızca’da ”Oyuncak At” anlamına geldiğinden çokça yerde bahsedilir.
Ancak benim kanaatimce mantıkla ya da belirli bir düşünce yapısı etrafında alınmış bir karar değil.
Dadaizmin Amacı
Dadaizmin savunduğu şey akılcı yaklaşımı reddetmek üzerine kuruluydu. Bu nedenle saçma olanı, rastgele olanı, belirli bir akılcılık yürütülmeden yapılan şeyleri savundular. Bu noktada dadaizmin amacı bugüne kadar oluşmuş olan bu rasyonalist arayıştan kopmak, geleneksel kültürel yaklaşımları yok etmekti. Çünkü dadacılar akılla çıkılan yolların iyi bir yere varmadığını düşünüyorlardı.
Bugüne kadar yaşanan kötülüklerde aklın sorumlu olduğunu iddia ediyorlardı. Nitekim bir noktada haksız da sayılmazdılar. Savaşlar, teknolojik ve kapitalist yaklaşımlar, kitlelerin kontrol altına alınmaları ve yönlendirilmeleri hep akıllıca davranma çabasıyla gerçekleşiyordu. Bir noktada ciddiye almamayı savunuyordu aslında dadaistler. Çünkü gerçek anlamda ciddiye aldıkları ya da benimsedikleri bir şey yoktu. Temel prensipleri var olan estetik ve ideolojik yaklaşımlara karşı durmaktı. Ve bu bazı unsurların da önünü açtı.
Geleneksel sanatın çürümüş yapısı olarak nitelendirdikleri beğeni dünyasına yeni bir alternatif yaratıyorlardı. Bir anti sanat ve düşünce geliştirmekteydiler. Mantık ve anlam arayışını eserlerden sıyırıp attılar. Bu davranış biçimleri bir tür protesto halini almaya başladığından toplumda da kendine yer bulmaya başladı. Savaş karşıtları ya da dünyada benzer görüşe sahip diğer kişiler de bu akımı ve toplumsal hareketi benimsediler.
Az önce de bahsettiğimiz gibi: dadaizm ne demek? diye sormaya kalksak vereceğimiz en mantıklı cevap saçmalık olurdu. Ve bunun güzel bir getirisi var. Herhangi bir mantık ya da anlam arayışında bulunmadıklarından çok özgür bir düşünceyle sanat yapabiliyorlardı. Bu yüzden eserlerde sınırsız imgeler görmek mümkündü, sansür yoktu, ifade özgürlüğü kuvvetliydi. Bu nedenle bu saçmalama hali gittikçe kuvvetli bir düşünceye dönüştü.
Bu yapısı modern sanat akımları için de ilham kaynağı oldu. Yeni bir kaos yaratmıştı, aklı ve düzeni reddetmiş ve aklın başarısızlığını da ortaya koymuştu.
Dadaizmin En Önemli Temsilcileri
Dadaist yaklaşım, birçok sanatçının katkısıyla şekillenen bir hareketti ve temsilcileri genellikle farklı disiplinlerde faaliyet gösteren sanatçılardan oluşuyordu. Dadaist sanatçılar genellikle benzer özgürlük ve anti-sanat duruşunu paylaşsalar da bazı öne çıkan isimlerden bahsetmek de mümkündür. Bu kişiler başlıca:
Hugo Ball: Hareketin öncülerinden biri olarak kabul edilen Hugo Ball, Cabaret Voltaire’in kurucusuydu. Alman asıllı bir sanatçı, yazar ve şairdi. Ball, özellikle dadaist performanslarda ve şiirlerindeki etkileyici katkılarıyla bilinir.
Tristan Tzara: Rumen kökenli şair ve yazar Tristan Tzara, akımın en tanınmış isimlerinden biridir. Dada manifestolarını yazarak, hareketin felsefesini ve amacını belirginleştirmiş ve Dadaizm’in uluslararası bir akım olmasına önemli ölçüde katkıda bulunmuştur.
Marcel Duchamp: Fransız sanatçı Marcel Duchamp, Dadaizm’in ötesinde, modern sanatın önemli figürlerinden biridir. Özellikle hazır nesneler ile ortaya koyduğu sanat eserleri modern sanat için her zaman önemli bir tetikleyici olmuştur. Daha önce kendisine ait bir esere dair inceleme yapmıştık: (Bıyıklı Mona Lisa – Marcel Duchamp – 1919 – Eser Analizi)
Jean Arp (Hans Arp): Alman-Fransız sanatçı Jean Arp, resim, heykel ve şiir gibi farklı sanat disiplinlerinde faaliyet göstermiştir. Doğada var olan ile insan elinden çıkan yapıların birleşimine odaklanan organik formlarlarıyla tanınan bir sanatçıydı.
Sophie Taeuber-Arp: Jean Arp’ın eşi olan İsviçreli sanatçı Sophie Taeuber-Arp, Dada hareketinde önemli bir figür olarak bilinmekteydi. Soyut sanatın ve tekstil sanatına yönelik öncü hareketleri ile tanınmaktaydı.
Akla gelen sanatçılardan bazıları bu şekildedir. Ancak tabi ki bu akıma hizmet etmiş, düşüncesini benimsemiş çokça sanatçı, yazar, şair bulunmakta. Yapısı gereği kolektif bir yaklaşımı benimsemekte olduğundan. Çokça sanatçıyı bu listeye ekleyebiliriz.
Dadaizm Örnekleri
Benim ilk aklıma gelen eser tabi ki 1919 yılında yapılmış olan L.H.O.O.Q oluyor.
Yine bir diğer örnek ise Duchamp’ın ”Çeşme” isimli eseridir. Sergilenmekte olan bu pisuvar ters bir şekilde kompoze edilmiştir ve çeşme olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları modern sanatın önemli bir temsili haline gelmiştir.
Kurt Schwitters, Merzbild Rossfett, 1919, 20.4 x 17.4 cm
Diğer sanat akımlarına da göz atın:
Herhangi bir konuda iletişime geçmekten çekinmeyin. Güncel kalmak için takip edin!