Tüm Detaylarıyla Ekspresyonizm

Ekspresyonizm Nedir?

Ekspresyonizm ya da diğer adıyla dışavurumculuk 20. yüzyılda Almanya’da ortaya çıkmış bir sanat akımıdır.

Ancak özellikle 1910 öncesinde ”Fovizm” , ”Die Brücke” ve ”Der Blaue Reiter” gibi sanatçı birliklerinin benzer eğilimlerde olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle bu sanatçı topluluklarının ekspresyonizm ile direkt ilişkisi vardır.

”Gauguin’in Avrupa’dan ve simgesel olarak Avrupa uygarlığından kaçışı; James Ensor’un (1860-1949) yalnızca ele aldığı konuların değil, tekniğinin de şok edici tavrı; Edward Munch’un (1863-1944) kişisel dertlerini dünyaya haykırdığı sanrılı imgeleri; Van Gogh’un doğaya yönelik tutku dolu ifadesi ve ham, yoğun renkleri; Rodin’in heykellerinin pozlarında ve dokusunda hissettirdiği duygusal patlamaları… Tüm bunlar, Lynton’a gö- re, 20. yüzyılda Avrupa’da kendini hissettiren en yaygın eğilim olan Dışavurumculuğu beslemiş olan kültürel damarlardır.” (Antmen : 2019:34)

Yukarıda yer verdiğim bu resim aslında post-empresyonist dönemde yapılmış bir resimdir, henüz Ekspresyonizm’in vücut bulmasında seneler var ancak oldukça ifadeci ve duygu yüklü bir yaklaşım görüyoruz Van Gogh’un eserinde. Bu nedenle ekspresyonizm için oldukça önemli bir noktada olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu düşüncenin olgunlaşması ve eski sanat anlayışlarının reddedilmesine giden yolda ara geçişlerin yapıtaşları en önemli unsurlar oluyor. Örneğim Edvard Munch’un Çığlık eseri de ifadeci düşünceye giden yolda en önemli eserlerden biridir. Bu nedenle bu esere de dışavurumcu düşünce bağlamında yer vermiş olduk.

Ekspresyonizmin temelinde emrespyonizm ve öncesindeki akımlara karşı gelişen bir tepki yatmaktadır. Çünkü ekspresyonizm görünenin ötesine geçmeyi ya da görünenin içine girmeyi savunur. Yani der ki: Burada ne gördüğümün bir önemi yok, onu nasıl gördüğümün ve bana nasıl hissettirdiğinin önemi var. Hatta belki de ifade etmek için bir şey görme gerekliliği de yoktur. Bu nedenle onu ifade etme biçimi tamamen içsel olabilir ve bu bir ekspresyonist sanatçı için yüce bir durumdur.

Ekspresyonistler hissettikleri gibi resim yaptıklarını savunurlar. Bu da ekspresyonizmin temelini oluşturan en başat unsurdur.

Kelimenin kökenine baktığımızda : Expressionism yani ”Expression” = İfade = İfadecilik = Dışavurumculuk

Adından da anlaşılacağı üzere dışavurumculuk; hislerin, düşüncelerin, duyguluarın, başka bir unsur gerekmeksizin dışa vurulması durumudur. Bu sayede objeler, nesneler ya da figürler belirli gözlemsel kurallar bağlamından öte duygusal bir ifade ile yansıtılırlar.

Ekspresyonizm Kaça Ayrılır?

Ekspresyonizm ikiye ayrılıyor diyebiliriz, Soyut dışavurumculuk ve dışavurumculuk. Soyut dışavurumculuk resmin neredeyse tamamen soyutlanmış bir halidir, hatta bir noktada ”action painting” olma özelliği de gösterir ve belirli bir noktadan sonra otomatist bir tavır üstlenir.

Ekspresyonizm’in Özellikleri Nelerdir? Dışavurumcu Bir Resim Nasıl Tanınır?

Ekspresyonist resimler duygusal bağlam ön planda tutularak yapıldığı için tanımak, anlamak ve yorumlamak için de duygusal bir yaklaşım içinde olmak gerekir. Ekspresyonizm bir duygular bütünüdür.

Bu noktada dışavurumcu bir resimde çizgilerin biçimleri, renklerin tonları, hatta renklerin sürüş biçimleri dahi bir yorumlama kriteridir. Çünkü ekspresyonist sanatçılar resimlerini yaparken duygularına hayat vermeye çalışırlar. Örneğin çok sinirli yapılan bir resim ile çok huzurlu yapılan bir resim kendini anında belli edecektir. İşte böyle duygusal bir düzlemden doğmuş resimlerde de genel bir tanımlamadan ziyade özgün ve bireysel tanımlamalar yapmak daha mümkündür.

Bu konuyu şöyle düşünebilirsiniz: Sizden bir bardak çizmenizi istesem aşağı yukarı benzer biçimlerde resimler yaparsınız, ancak sizden en sinir olduğunuz anı ifade edecek bir resim yapmanızı istesem herkesin yapacağı resim çok farklı olacaktır. Belki nihayetinde yırtık ya da boş kağıtlar görürüz ya da tahmin edilemeyecek bir sürü ifade biçimi. Çünkü ulaşmaya çalışılan şey bir biçimin doğru tasviri ya da belirli bir anın yanılsaması değildir. Baz alınan şey salt bireysel duygulardır. İşte bu nedenle ekspresyonizmin en büyük özelliği ve onu en tanınır kılan şey özgün ve içsel olmasıdır.

Ekspresyonist resimde empresyonizmde olduğu gibi belirli tanımlayıcı fırça darbeleri görmek mümkün değildir. Daha çok bir kaos ve değişkenlik hakimdir. Çünkü sanatçının her zaman yansıttığı duygu aynı olmayacaktır bu nedenle belirli sınırlarda gezerek yaptığı bir resim ile karşılaşmayız. Ancak yine de bu duygusal tepkimenin yarattığı özgün tavır neredeyse tüm ekspresyonist resimlerde anlaşılır.

Örneğin Edvard Munch’un ekspresyonizm için bir ikon haline gelmiş ”Çığlık” tablosuna bir bakalım:

Görüldüğü üzere, sanatçı birçok kez aynı görüntüyü yorumlamış. Ancak genel olarak temel duygunun pek de sarsılmadığı gözlemleniyor, O depresif yaklaşım, hatta belki bir noktada karamsar ve boğucu atmosfer hiçbir resimde sizi bırakmıyor. Çığlık tablosunun detaylı incelemesi şimdi yayında:

Çığlık tablosunun gizemli yanlarını ve Edvard Munch’un zorluklarla geçen hayatını tanımak için sizi inceleme yazımıza davet ediyorum.

Ekspresyonizm ve İzleyici Arasındaki Bağ

Ekspresyonist resim izleyici ile daha duygusal bir bağ kurabilir, çünkü karşısında durduğunuz resim size hayretler içerisinde izleyeceğiniz bir beceri illüzyonu göstermeye çalışmıyordur. Bir duygunun ifadesi tam karşınızda duruyordur, artık onunla kuracağınız bağ ya da sizin ondan etkilenme biçiminiz hayatınızla özdeşleştirdiğiniz ölçüde büyük olacaktır. Ekspresyonist resmin izleyicisi ile etkileşimde olduğunu söylemek mümkündür. Bu etkileşim izleyicide devam eden ve bir noktada izleyicinin çeşitlendirip, kavramsal düzlemini zenginleştirdiği bir hal alır. Ekspresyonizmin en farklı yanlarından biri de bu etkileşimdir.

Ekspresyonizm Akımı Temsilcileri

  • Vincent Van Gogh
  • Edvard Munch
  • Francis Bacon
  • Wassily Kandinsky
  • Ernst Ludwig Kirchner
  • Egon Schiele
  • Franz Marc
  • Paul Klee
  • Emil Nolde

Ekspresyonizm Hakkında Sıkça Merak Edilenler İçin Maddeler Halinde Kısa Cevaplar:

Ekspresyonizmin amacı nedir?Ekspresyonizmin amacı; sanatçının duygusal bir tepkimeyle kendi iç dünyasında geliştirdiği ve dışavurduğu duyguları baz alarak bu duygulardan hareketle yeni şeyler ortaya çıkarmasını sağlamaktır.
Ekspresyonizm hangi akıma tepki olarak ortaya çıktı?Empresyonizm yani İzlenimcilik akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Ekspresyonizm ne zaman ve nerede ortaya çıktı?1910 yılında Almanya’da ortaya çıkmıştır.
Ekspresyonist ne demektir?Dışavurum hareketini benimsemiş ve bu düşünce ile sanat eseri üreten sanatçılara Ekspresyonist denir.

Ekspresyonizm Örnekleri

”Resim yapmayı hayal ediyorum ve sonra hayalimi boyuyorum.”

Vincent Van Gogh

Ekspresyonist etkiler ile yapılmış Wassily Kandinsky’e ait Moscow I eserinin incelemesi için tıklayabilirsiniz.

Diğer Sanat Akımlarına da Göz Atın

Kaynakça:

Antmen, A. ”20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar”, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2019

Paylaş
.

Düşüncelerini paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir