İzlenim: Gün Doğumu ve Claude Monet
İzlenim: Gün Doğumu – (İmpression Soleil Levant) Claude Monet’nin en bilinen ve kendisi için de epey anlamlı olduğunu düşündüğüm resmi. Zira bu resim görüntüsünün ardında derin anlamlar barındırır.
İzlenim: Gün Doğumu tablosunu incelemeye başlamadan önce şunu bilmekte fayda var, bu tabloda Claude Monet Le Havre’i resmetmiştir. Burası Monet için önemli bir yerdir, çünkü ressamımızın çocukluğu 5 yaşından itibaren burada geçer, okulunu burada okur. Yıllar sonra da tekrar buraya dönmüş ve İzlenim: Gün Doğumu tablosunu da o zaman resmetmiştir.
Sanki Monet bu resmi yaparken çok melankolik bir havaya bürünmüş ve derin bir duyguyla fırçasını hareket ettirmiştir, adeta çocukluğundan bir anı koparırcasına, şafağın o sisli perdesine meydan okumuştur. Bu nedenle İzlenim: Gün Doğumu tablosunun ifade gücü muazzamdır. Ayrıca resim İzlenim adının hakkını ciddi şekilde verir, Empresyonizm akımının adı da buradan gelmektedir.
İzlenim: Gün Doğumu Tablosu ve Empresyonizm
Bu isim babalığı hikayesi de şöyledir, o zamanın önemli sanat eleştirmenlerinden olan Louis Leroy, katıldığı sergide, büyük bir hayal kırıklığıyla resimleri izler, gördüğü resimler hakkındaki genel düşüncesi, işçilikten kaçıldığı, özensiz oluşturulmuş, ve bitmemiş gibi görünen tablolar olduğudur. Bu noktada Monet’nin İzlenim: Gün Doğumu tablosunun karşısına geldiğinde, aşağı yukarı şu cümlelere yer verecektir:
”İzlenim – Evet bundan eminim, etkilendiğimden beri kendime sadece bunu söylüyordum, bunda bazı izlenimler olmalıydı… Ve ne özgürlük, ne kolay işçilik! Bir duvar kağıdının ilk safhaları bile bu deniz manzarasından daha bitmiş görünürdü!”
Louis Leroy yayınladığı metnin bir bölümünde buna benzer ifadeler kullanıyor, ve Empresyonistlere alaycı bir tavır ile yaklaşıp, yaptıkları resimleri küçümsüyordu.
Bu noktada; sergideki bir çok eserin, temelinde izlenim barındırması, o gün Leroy’in bu sözü çok sık duyması ve Monet‘nin bu tablosunun adından da esinlenerek Empresyonizm – Empresyonistler adı altında hicvini yayınlıyor. Bu aşağılayıcı tavır, her ne kadar o an için yapılan resimleri anlayamasa da, Empresyonist sanatçılar için toplayıcı bir nitelik taşıyor, bu sayede yeni bir sanat akımı olan Empresyonizm de tarihte yerini alıyor.
Bu noktada aslında Louis Leroy, İzlenimcileri bir kargaşadan, belirsizlikten azad etmiş oluyor, sonrasında empresyonistler de bu söylemi kabul ediyor ve kendilerini Empresyonist olarak tanımlıyorlar.
Bu alaycı ve küçümser tavır sayesinde, Empresyonizm tek bir noktada vücut buluyor. Peki bu tabloyu bu kadar muazzam kılan ne oldu? Neden bu kadar ilgi çekip takdir edildi?
Çünkü empresyonistlerin aslında tam da yapmak istediği şey bu idi. Doğanın o kaçamak vaktinden birazını koparmak, hepsinin hayaliydi.
İzlenim: Gün Doğumu tablosunda her şey çok silik gibidir, bu atmosfer sizi içine çeker, hava ve denizin belli belirsiz bir giz gibi buluşması, tüm zihninizi soğurur. En güzel yanı şudur: Burada artık süslü bir anlayışa yer bulamazsınız, doğayı tasvir etmek anlayışı tümüyle evrilmiş, ve yalnızca o anı ifade etmek için tuval boyanmıştır. Sanatçı doğayı olduğu gibi taklit etmektense hissettiği şekilde ifade etmeye odaklanır.
İşte empresyonizmi empresyonizm yapan da budur. Empresyonistler, anı yakalamaya uğraşırlar, bu sayede ifade gücü daha yüksek, yalancı bir süslemeden arınmış, bizi içine çeken ve günümüzün bir parçası gibi olan tuvaller ortaya çıkmıştır.
Louis Leroy her ne kadar küçümser bir tavır ile işten kaçmak gibi görse de, eğer daha önce doğanın içine çıkıp canlı canlı doğayı resmetmeyi denediyseniz, canlılığı, böyle bir etkiyle verebilmenin ancak ve ancak yine bir ustalık ile verilebileceğini bilirsiniz.
Burada ciddi bir düşünce ve sadeleştirme mevcut, bu öze inme çabası öyle tehlikeli basamaklar barındırır ki, bilhassa bu sade görüntünün altında çok ciddi bir emek yatar, dünyanın bütün lezzetlerini bir kaşık dolusu yemeğin içine sığdırmaya çalışmak gibidir. Gidilebilecek tüm yolları bilmeyi gerektirir. Bu nedenle bence bu bir ‘’ne kolay işçilik’’ den ziyade epey düşünme ve ifade edecek kadar işçilik barındırıyor.
İzlenim: Gün Doğumu tablosunu daha net bir biçimde görmek adına negatif halini buraya bırakıyorum.
Gördüğünüz gibi resmi boğmadan vurulmuş fırça darbeleri, kesik kesik ama birbirini tamamlayan çizgiler ile gözümüze çarpıyor İzlenim: Gün Doğumu. Burada adeta resmin röntgenini çekmiş gibi, renklerden arınmış halde tüm iskelet yapısını görebiliyoruz. Resmin açık koyu ilişkisini, en göze çarpan tonun öndeki kayık ve kayıkçılar olduğunu, ve neden dikkatimizin daha çok oraya yoğunlaştığı da daha net bir biçimde görüyoruz. Monet burada tonlarıyla, yavaş yavaş silikleşen bir perspektif etkisi kullanıyor. Gerçekten yaptığı izlenimi iyi bir şekilde ifade etmiş.
İzlenim: Gün Doğumu’ nu izlerken resmin içine girersiniz, o mavili alaca soğukluk önce içinizi ürpertir, ardından o naif turuncunun teninizden kayarmışçasına olan sıcaklığı bileklerinizi ısıtır, bu sis bulutunun arasında kaybolan balıkçı teknelerinin seslerini duyar, şehrin tüm gürültüsünün parçalı bulutlara gömüldüğü bu anda, güneşin doğmakla cebelleştiği bir noktada, kararsız bakışlarla resmin içine doğuverirsiniz. İşte sanatçı anı yakalamıştır. Sanatçı doğayı görmüş, bir güzel elekten geçirmiş, o incecik gün ışığını andıran kristal parçacıklarını gözlerinize bahşetmiştir. Bu sayede siz, bu muhteşem ifadeden doğanın canlılığını görebilir, kendinizi güneşin turuncusuna boyayabilirsiniz. Şüphesiz ki bu, ancak bir sanatçının eliyle mümkün kılınabilir. İzlenim: Gün Doğumu tablosu da, bir resimden öte, doğanın kalbinden çalınmış bir parçadır.
Teşekkürler Claude Monet.
Eser Adı | İzlenim: Gün Doğumu / İmpression Soleil, Levant |
Sanatçı | Claude Monet |
Tarih | 1872 |
Bulunduğu Yer | Musée Marmottan Monet, Paris |
Akım | Empresyonizm / İzlenimcilik |
Malzeme | Tuval Üzerine Yağlı Boya |
Ölçü | 48 x 63 cm |
Görüş ve önerileriniz için benimle İletişime geçebilirsiniz.
Hüseyin Babacan